Son 20 yıldır, kene skandalına karşı etkili bir aşı bulunamaması büyük bir sorun olarak ön plana çıkmaktadır.
Türkiye gündemine, 2003 yılında şüpheli ölümlerin araştırılmasıyla giren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, havaların ısınmasıyla yine kişilerin arasında yer aldı.
Açık şekilde kendini gösteren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne aralarında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin de bulunduğu kurulun aşı geliştirme çalışmaları hala sürüyor. 20 yılda henüz istenen sonuca ulaşılamadığı belirtilerek durumun ciddiyeti gözler önüne seriliyor.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hakkında İlk Bildiri
Türkiye’de ilk kez 2002 yılında ölümlere neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı, 2003 yılının Mayıs ayında kayıtlara geçtiği bildirildi. Tokat’ta SSK hastanesinde hemşire olarak çalışan Esra Demir ile birlikte onun ardından 6 kişinin kaza zaman aralıklarıyla ölümü üzerine vakalardan alınan verilerin Fransa’daki Pasteur Enstitüsü’nün laboratuvarına gönderildi.
Verilerden alınan bilgiye göre hastalığın, ‘Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ olduğu saptandı. Sağlık Bakanlığı, hastalığın adını, 30 Aralık 2003’te valiliklere duyurarak gerekli bilgileri açıkladı.
Hastalığın yayılma şekli ve bulaşma ihtimali kırsal kesimlerde, ‘Hyalomma’ türü kenelerden insanlara bulaştığı saptandı. Genellikle Orta Anadolu ve Karadeniz illerinin bir kısmında görülen vakalar, her yıl ilkbaharda havaların ısınması ve kene popülasyonunun uyanmasıyla birlikte yeniden canlandığı görülüyor.
(DHA)