AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile gerçekleştirdiği Çin ziyaretinin ardından, Pekin’e yapacağı ziyarete hazırlanıyor.
Geçtiğimiz hafta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile birlikte Çin’e ziyarette bulunan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in ardından Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in de Pekin’i ziyaret etmesi planlanıyor.
Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Çin’in başkenti Pekin’i 13-15 Nisan tarihleri arasında ziyaret edecek.
Avrupa Birliği Komisyonu sözcüsü Nabila Massrali, Borrell’in Çin ziyareti için uzun süredir planlama yaptıklarını, ancak program çakışmaları nedeniyle seyahatin bu haftaya ertelendiğini belirtti.
Avrupa Birliği Komisyonu sözcülerinden Nabila Massrali, Borrell’in Çin ziyaretinde, küresel ve bölgesel konuların yanı sıra Avrupa Birliği ve Çin arasındaki ilişkilerin de ele alınacağını söyledi.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı von der Leyen, Çin’i ziyaret etmeden önce Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını durdurmak için AB’nin aldığı tedbirleri ve Çin’in bu konuda ne gibi bir tutum sergilemesi gerektiğini vurgulamıştı. “Çin’in Putin’in savaşına nasıl yaklaşacağı, Avrupa Birliği-Çin ilişkilerinin gidişatında belirleyici faktör olacaktır.” şeklinde konuşmuştu.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesinde von der Leyen, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmeye teşvik ettiğini ve Şi Cinping’in “koşulları ve zamanı uygun olduğunda konuşmaya hazır olduğunu” ifade ettiğini belirtmişti.
Von der Leyen, Rusya’ya silah ve mühimmat sağlamanın ciddi sonuçları olabileceği konusunda Çin’i uyarmıştı. “Saldırganı silahlandırmak, uluslararası hukukun açık ihlalidir. Böyle bir adım Avrupa Birliği-Çin ilişkilerine ciddi zarar verecektir.” şeklinde ifade etmişti.
Çin, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmanın başlamasının ardından açıklamalarında “savaş” ve “işgal” gibi kesin ifadeler kullanmaktan kaçınarak, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapılan oylamalarda Moskova’yı kınamayan az sayıda ülke arasında yer almıştı.
ABD ve NATO, Çin’in Rusya’ya savaşta silah desteği sağlamaması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. İki ülke, doğrudan silah satışı yapmasalar da bu dönemde ortak askeri tatbikatlar gibi askeri işbirliğini sürdürmüştü.