Bakan Özhaseki, son açıklamalarında Türkiye’nin deprem riskiyle başa çıkmak için kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Özhaseki, İller Bankası Macunköy Sosyal Tesisleri’nde yaptığı konuşmada, 6 Şubat depremlerinde ülkenin 100 milyar doların üzerinde bir hasarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Türkiye’nin doğal olarak deprem riski taşıyan bir ülke olduğunu ifade eden Bakan, bu gerçekle başa çıkmanın tek yolunun kentsel dönüşüm olduğunu dile getirdi.
Bakanlık Tarafından Dönüşüme Önemli Kaynak Ayrıldı
Bakan Özhaseki, Türkiye genelinde 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladıklarını açıkladı. Şu anda ise yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm sürecinin devam ettiğini belirtti. Özellikle İstanbul’da 2012 yılından bu yana yürütülen kentsel dönüşüm projeleriyle 800 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Bu süreçte, bakanlık tarafından 480 milyar TL değerinde kaynak sağlandığını da ekledi.
Türkiye’nin Deprem Riskine Karşı Birçok Tedbir Alındı
Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şurası’nda alınan kararları da paylaşan Bakan Özhaseki, sadece binanın yıkılma aşamasında değil, ruhsat aşamasında ve fonksiyon değişikliğinde de yüzde 50+1 çoğunluğun yeterli olacağını belirtti. Ayrıca, kentsel dönüşüm projelerinde yaşanan tıkanıklığı gidermek amacıyla tebligat sürecinde e-devlet üzerinden yapılmasına ve bilgilendirmelerin binalara asılmasıyla muhtarlıklarda da olması konusunda mutabakata varıldığını ifade etti. Bakan Özhaseki’nin açıklamaları, Türkiye’nin deprem riskine karşı alınan önlemler ve kentsel dönüşüm projelerinin önemini bir kez daha vurgulamış oldu.

Türkiye, deprem riski taşıyan bir coğrafyada bulunuyor ve bu nedenle deprem hazırlıkları büyük bir önem taşıyor. Toplumun deprem bilinci ve afet yönetimi, hayati öneme sahiptir. Binaların sağlamlaştırılması, afet durumunda hızlı müdahale ekiplerinin oluşturulması ve acil durum planlarının geliştirilmesi büyük önem arz eder. Ayrıca, halkın deprem anında doğru davranışları öğrenmesi ve afet sonrası yardım koordinasyonunun sağlanması gereklidir.
Eğitim kampanyaları, acil durum ekipmanlarının hazırlanması ve toplumsal dayanışma, deprem anında zararları en aza indirebilir. Hazırlıklı olmak, deprem sonrası kayıpları minimize etmede kritik bir rol oynar, bu yüzden sürekli bir bilinçlendirme ve altyapı güçlendirme çalışmaları devam etmelidir.