Sakarya’da yaşayan Bekir Başar, Osmanlı dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait radyo, televizyon, kaset, plak, soba ve kahve öğütücü gibi birçok antika eşyayı evinin yanında yaptığı ahşap mekanda muhafaza ediyor.
Sakarya’da yaşayan emekli ahşap ustası Bekir Başar, yıllardır özenle topladığı antika eşyaları müzede sergileyerek gelecek nesillere aktarılmasını istiyor.
Çocukluğunda koleksiyonculuğa merak salan 58 yaşındaki Başar, işinden fırsat buldukça Türkiye’nin dört bir yanındaki eskici, hurdacı ve bit pazarlarını dolaşarak unutulmaya yüz tutmuş antika eşyaları toplamaya başladı.
Zamanla ağırlıklı olarak Osmanlı dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait çok sayıda eşya biriktiren Başar, aralarında yakın geçmişe ait olanların da bulunduğu ürünlerini muhafaza etmek için evinin yanında 30 metrekarelik ahşap mekan yaptı. Başar, topladığı kaset, radyo, televizyon, bilgisayar, plak, pikap, bisiklet, Osmanlı paraları, terazi, soba, kahve öğütücü, fincan ve saat gibi birçok eşyayı burada sergiliyor.
“Hurdada eritilecek malzemeleri kurtarıyoruz”
Emekli ahşap ustası Bekir Başar, AA muhabirine, çocukluğunda başladığı koleksiyon hobisini sürdürdüğünü, Malatya’da kurulan iki müzeye destek verdiğini söyledi.
Birçok ilde bulunan antikacı, eskici ve bit pazarlarını dolaştığını anlatan Başar, “Hurdada eritilecek malzemeleri alıyoruz, kurtarıyoruz. En azından müzeleşirse orada kalacak demektir. Amacımız o.” dedi.
Ahşap ustalığının yanında çatı tamir işi de yaptığını aktaran Başar, eski evlerin çatılarında atılmak üzere bekleyen eski gazete, dergi ve malzemeleri de izinle alıp sergilediklerini söyledi.
Başar, çocukluğunda ileride hep antika eşyalarını sergileyeceği bir alan yapmayı hayal ettiğini dile getirerek, “Kimisi subay, polis olmak isterdi, benim de içimden böyle bir yer yapıp, emekli olup, onun içinde çayımı, kahvemi içmek geçerdi. Çocukluğumdan beri hayalimdi o benim. Bende şu an o hayalimi yaşıyorum. Hala toplamaya devam ediyorum. Antikanın, tarihin sonu yok.” diye konuştu.
Topladığı eşyaların bazılarının sağlam olmadığını, orijinalini bulup restore yaptığını ifade eden Başar, “Yaşadığım sürece bu işi bırakamam çünkü ben bundan zevk alıyorum. Buraya oturup çayımı, kahvemi içiyorum, eşimiz, dostumuz, arkadaşlarımız geliyor, sohbet ediyoruz. Vaktimizi böyle geçiriyoruz.” dedi.
“Gelecek nesle bunları aktarabilmemiz lazım”
Tarihe sahip çıktığını vurgulayan Başar, “Bunların çoğunu almasak hurdalarda eritmeye gidecek, kaybolacak. Elimize geçen kurtuluyor, en azından müzelere gidiyor. Müzelere gittiği zaman orada kaybolmaz zaten. Amacımız da o malzemenin kaybolmaması. Gelecek nesle bunları aktarabilmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
Başar, mekan eksikliğinden dolayı malzemelerin çoğunu sergileyemediğine ve kutularda beklediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Sakarya’da müze olarak sergilenmesini istiyorum. Bunun için görüşmeler yaptım. Müze kurulursa en azından eşim, dostum, arkadaşım yanıma geldiği zaman gezdirebileceğimiz bir yer olur. Burada tamamen sergileyemiyoruz. Onun için müze yapılması benim için daha önemli.”
Emekli olduktan sonra tamamen koleksiyon işine döndüğünü, bunu para kazanma amacıyla yapmadığını vurgulayan Başar, “Bunları satmaya kalksam anında paraya çevireceğim malzeme bunlar ama ben Adapazarı’nda kalsın istiyorum.” dedi.
Kaynak: AA