Antalya, son yıllarda Rusya ve Ukrayna savaşının ardından artan göç dalgasıyla birlikte büyük bir demografik değişim yaşamıştır. Bu değişim, turizm sektörünü canlandırmış, ancak aynı zamanda kentteki konut piyasasını da etkileyerek kiralama ve satış bedellerinde önemli bir artışa neden olmuştur.
Yıllık Kira Artış Yüzde 25’lik Anlaşmazlığa Neden Olmakta
Bu artışla birlikte, mülk sahipleri yüksek kira bedellerini karşılayabilecek ekonomik güce sahip yabancı kiracıları tercih etmeye başlamıştır. Ancak, yüksek enflasyon ve kanuni düzenlemelerle birlikte kira bedellerindeki artış oranları da kontrol altına alınmıştır. Bu durum, mülk sahipleri ile kiracılar arasında zaman – zaman gerginliklere yol açmıştır. Özellikle yıllık kira artış oranlarında belirlenen yüzde 25’lik sınıra takılan kiracılar, mülk sahipleriyle anlaşmazlığa düşmüş ve mahkeme kararlarıyla tahliye edilememiştir.
Mülk Sahipleri Taahhüdü Zorunlu Tutmaktadırlar
Mülk sahipleri, bu gibi durumlarla karşılaşmamak ve kendilerini güvence altına almak için kiraya verirken tahliye taahhüdü imzalatma yoluna gitmektedirler. Antalya’da faaliyet gösteren emlak sektörü uzmanlarına göre, mülk sahipleri artık kiracılarıyla yaşayacakları olası sorunlarda kendilerini korumak için bu taahhüdü zorunlu tutmaktadırlar. Ancak, bu uygulama bazı kiracılar arasında hoşnutsuzluğa yol açmaktadır.
Örneğin, bir öğretmen çift, kiralamak istedikleri evde her konuda anlaşmış olsalar da tahliye taahhüdü imzalamayı reddetmiştir. Bu çift, kira artışlarına karşı esnek olabilmek ve istedikleri zaman taşınabilecekleri bir özgürlüğe sahip olabilmek istemiştir. Ancak, mülk sahibi, kiracıyla yaşanabilecek olası anlaşmazlıklarda korunmak istemiş ve bu nedenle tahliye taahhüdünü şart koşmuştur.
Ev Sahibi Kiracı Anlaşmazlığının Çözülmesi Oldukça Önemli
Antalya’da mülk sahipleri ve kiracılar arasında kira ilişkilerindeki bu güvence mekanizmaları, artan talep ve fiyatlarla birlikte ortaya çıkan karmaşık bir dengeyi yansıtmaktadır. Bu durum, hem mülk sahiplerinin yatırımlarını koruma isteğiyle hem de kiracıların daha esnek ve uygun şartlarda konut bulma isteğiyle şekillenmektedir. Bu nedenle, taraflar arasındaki bu dengeyi sağlamak için daha fazla düzenleme ve uzlaşma gerekebilir.