Sınav kaygısına yönelik önemli açıklamalarda bulunan Uzman Psikolog Deniz Tetir, bireyin sınava yeterince hazırlanmadığını düşünmesi, sınava yönelik temel inançlar, sosyal çevrenin beklentileri ve baskısının, sınav performansını düşürebileceğini vurguladı.
Sınav Kaygısı Performansı Düşürebilir
Mükemmeliyetçilik ve yüksek standartların, kaygının temelini oluşturan ana unsurlar olduğunu belirten Uzm. Psikolog Tetir, sınav kaygısının bireyin performansını düşürebileceğini belirtti.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesinde üniversite okumak isteyenlere ve ailelerine önemli uyarılarda bulunan Uzm. Psikolog Tetir, “Sosyal çevrenin beklentileri ve baskısı, sınava yeterince hazırlanamadığını düşünme ve sınava yönelik temel inançlar; sınav notum benim kim olduğumu gösterir, sınavı kazanamazsam ben bir hiçim, hiçbir şeyi başaramıyorum, hayatta başarılı ve mutlu olabilmek için sınavı kazanmaktan başka yol yoktur gibi düşünceler sınav kaygısına neden olabilir.” dedi.
Kaygının fiziksel, zihinsel ve duygusal belirtileri olduğunu ifade eden Tetir, söz konusu belirtileri ise şu şekilde sınıflandırdı;
Fiziksel belirtiler: Terleme, iştahsızlık veya aşırı yeme, mide bulantısı, karın ağrısı, uyku düzensizliği.
Duygusal belirtiler: Umutsuzluk, korku, öfke, sürekli olarak ağlama.
Zihinsel belirtiler: Dikkat dağınıklığı, odaklanmayla ilgili problemler, unutkanlık.
Sınava girecek her insanda kaygının görülebileceğini ve her sınav kaygısının riskli olmadığını belirten Tetir, belirli bir düzeyde kaygının yaşanmasının bireyin sınavlara motive olması ve hazırlanmasında faydalı olduğunu ifade ederek; ”Burada önemli nokta hissedilen kaygı yoğunluğu kişinin öğrendiği bilgileri kullanmasını olumsuz etkileyerek performansını düşürüyorsa sınava yönelik kaygı bir sorun haline gelmektedir.” dedi.
Ailelere Uyarılar
Başarının yüceltilip başarısızlığın küçümsenmesi, reddedici ve eleştirel tutum, diğerleriyle karşılaştırma yapmak ve gerçekçi olmayan beklentiler gibi ebeveynlerin göstermiş oldukları davranışların da sınav kaygısını tetikleyebileceğini belirten Tetir, şu ifadelerle ebeveynlerin üniversite adaylarına karşı nasıl bir tutum sergilemeleri gerektiğini anlattı;
“Aileler gerçekçi olmalı ve akranlarıyla karşılaştırmaktan kaçınmalıdır. Ayrıca çocuklarına olan sevgilerinin sınav notuna göre değişmeyeceği ve karşılıksız olduğu hissettirilmelidir. Çocuklarına sorumluluklar vererek onlara güvenmeleri ve cesaretlendirmeleri de önemlidir.”
Bireyin kaygı durumunun sınav sonrasında da devam edebileceğini belirten Tetir, kaygının sınav öncesinde ve sınav anında olabileceği gibi sınav bittikten sonra sonucu beklerken de var olabileceğini söyledi.
Uzm. Psikolog Tetir, son olarak bireyde meydana gelen bu kaygı süreci ile baş edilemiyorsa ve bireyin hayatını olumsuz etkiliyorsa mutlaka bir uzaman danışılması gerektiğini vurgulayarak, eğer meydana gelen sınav kaygısı depresyon, uyku bozukluğu ve anksiyete bozukluğu gibi problemlere neden olmuşsa psikiyatrist desteği ve psikoterapinin düşünülebileceğini ve ayrıca söz konusu bireysel tedavi sürecinin aile terapisi ile desteklenebileceğini ifade etti.