Mustafa Keleş’in başı ise bir gün sonra ormandaki bir çukurda bulundu. Soruşturma daha da derinleştirildiğinde, Mustafa Keleş’in kardeşi İbrahim Keleş ve 11 kişi geçen yıl mayıs ayında adliyeye sevk edildi, ancak serbest bırakıldı.
Jandarma ekipleri, cinayette kullanılan baltayı ormanda ve İbrahim Keleş’in evinin foseptiğinde aramak için yer altı termal ve manyetik görüntüleme cihazlarını kullandı, ancak sonuç alınamadı.
“Vahşice Baltayla Kestiğim Mustafa Keleş’i Öldürdük”
Sedat A. imzasını taşıyan ve İbrahim Keleş tarafından yazıldığı tespit edilen notlar, tarla ve jandarma karakoluna bırakıldı. Bu notlarda, “Vahşice baltayla kestiğim Mustafa Keleş’i öldürdük” ifadeleri yer alıyordu. Yeni delillerin dosyaya eklenmesiyle birlikte İbrahim Keleş tutuklandı. Cinayetle ilgili olarak 8’i tutuksuz, 9 kişi hakkında ise “Canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı.
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ‘Kesik baş’ cinayeti olarak bilinen olayın duruşması 2 gün sürdü. Duruşmada, toplamda 9 sanık ve 5 tanık olmak üzere 14 kişi ifade verdi. Tüm sanıklar suçlamaları reddetti.
Bizim Köyümüz İyi Bir Köy Sayılmaz
Mustafa Keleş’in hareketsiz halde olduğunu fark ederek köye gidip haber veren tutuksuz sanık İlyas A., duruşmada şunları söyledi: “Bizim köyümüz iyi bir köy değil.
Olay anında cinayet mahalline yakın olduğu belirlenen tutuksuz sanık Serkan T. ise Mustafa Keleş’in ölümünden sonra medyada çıkan haberlerle ilgili olarak İbrahim Keleş’in eşi F.K.’ya “hayırlı olsun” şeklinde mesaj attığı iddialarını reddetti. İbrahim Keleş’in eşi olan tutuksuz sanık F.K. ise suçlamaları reddetti. Olay günü evden çıkmadığını ve kimseye “hayırlı olsun” mesajı gelmediğini ifade etti.
Suçluların Bulunmasını İstedim
Tutuklu sanık İbrahim Keleş, jandarma karakolu ve tarlalara, tutuksuz sanık Sedat A.’nın imzasıyla bıraktığı ve köyde yaşayan 15 kişinin isminin yer aldığı “Vahşice baltayla kestiğim Mustafa Keleş’i öldürdük. Su kuyusunun yanına gömdük” yazılı notlarla ilgili şunları söyledi: “Ben jandarma karakoluna ve ölenin oğlu M.K.’nin bahçesine mektuplar bıraktım. Mektupların içeriğini ben yazdım. Ağabeyimin faillerinin bulunmasını istedim. Beni döverler, diye korkudan yazdım. Ağabeyimi Sedat A. ve R.A.’nın öldürdüğünü düşünüyorum.” Mektuplarda yazdığı isimlerin köyün sorunlu ve yaramaz kişileri olduğunu düşündüğünü ifade eden Keleş, “Bu mektupları kendim yazdım. Yazarken yanımda kimse yoktu” şeklinde konuştu.
Eşinden İzinsiz Hiç Biye Gitmezdi
Öldürülen Mustafa Keleş’in çocukları, tüm sanıklardan şikayetçi oldu. İbrahim Keleş, eşi F.K.’nın izni olmadan bile eşikten dışarı adım atmaz. Hepsi yalan söylüyorlar. Gittikleri yere gitmedik diyorlar. Sanıkların hepsi ifadelerinde yalan söylüyorlar” dedi.
İbrahim Keleş’in avukatı, müvekkilinin engelli ve hasta olduğunu, cezaevinde defalarca hastaneye kaldırıldığını ve dosyada şüphe ve bıraktığı notlar dışında somut bir delil olmadığını belirterek tahliyesini talep etti.
İbrahim Keleş’in suç şüphesi bulunduğu ve henüz tanıkların dinlenmemesi nedeniyle tutuklu olarak kalmasının uygun olduğunu düşünen savcı, diğer tüm sanıkların adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını talep etti. Ancak mahkeme heyeti, somut delillerin bulunmaması ve İbrahim Keleş’in sağlık durumunu dikkate alarak onun tahliyesine ve diğer sanıkların da adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi. Duruşma, tanıkların ifadelerinin alınabilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Duruşma sürecinde, savcının İbrahim Keleş hakkındaki tutukluluk talebi reddedildi ve mahkeme tarafından İbrahim Keleş’in sağlık durumu ve somut delil eksikliği göz önünde bulundurularak tahliye edilmesine karar verildi. Davada adı geçen diğer sanıkların da üzerindeki adli kontrol kaldırıldı.
