İSTANBUL, Serviks kanserinin, dünya çapında kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türü olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Doç. Dr. Esra Nur Tola, “Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99,7’sinde HPV tespit edilir. HPV dışında serviks kanseri risk faktörleri düşük sosyoekonomik düzey ve sigaradır. İlginç olarak erkek partneri sünnetli olanlarda serviks kanseri daha az görülür. Erken evrede belirti vermeyen rahim ağzı kanserinde taramaların önemi büyüktür. HPV aşısı 12 yaşından itibaren hem kadınlara hem erkeklere önerilir” dedi.
Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Doç. Dr. Esra Nur Tola, Ocak Ayı Rahim Ağzı Kanseri Farkındalığı kapsamında serviks kanseri olarak da bilinen rahim ağzı kanserine ilişkin önemli uyarılarda bulundu.
Doç. Dr. Tola, “Serviks kanseri görülme sıklığı ve kanserden ölüm oranları, rahim ağzı kanseri tarama ve önleme programlarına erişimi olmayan gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerde (gelişmiş ülkelere göre) çok daha yüksektir. Rahim ağzı kanserinde en önemli risk faktörü insan papilloma virüsü olarak da bilinen HPV’dir. HPV, rahim ağzı kanserinin gelişiminde önemli ve merkezi bir rol oynar. Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99,7’sinde HPV tespit edilir. Özellikle HPV 16 ve 18 tüm servikal kanserlerin yüzde 70’den fazlasında bulunur” diye konuştu.
RİSK FAKTÖRLERİ
Doç. Dr. Esra Nur Tola, serviks kanserinde risk altında olanları şu şekilde açıkladı:
“Cinsel aktiviteye erken yaşta başlayan, çoklu cinsel partneri veya yüksek riskli bir cinsel partneri (örneğin, birden fazla cinsel partneri olan bir partner, daha önce cinsel yolla bulaşan hastalık geçmişi veya bilinen HPV enfeksiyonu) olan, cinsel temasla bulaşan hastalık öyküsü olan, erken yaşta yani 20 yaşından önce doğum yapan, 3’ten fazla doğum yapan, vulva/vajinal kanser öyküsü ve bağışıklık sisteminin baskılayan durumu olan (HIV enfeksiyonu vb) kişiler HPV enfeksiyonu açısından riskli kişilerdir. HPV dışında serviks kanseri risk faktörleri düşük sosyoekonomik düzey ve sigaradır. Bazı genetik faktörlerinde serviks kanseri oluşumuna neden olduğu düşünülmektedir. İlginç olarak erkek partneri sünnetli olanlarda serviks kanseri daha az görülüyor. Aslında kadınlarda genital HPV enfeksiyonu yaygın iken HPV ile enfekte olan kadınların sadece küçük bir bölümünde servikal kanser oluşur. Çünkü HPV enfeksiyonlarının çoğu geçicidir, dahası sadece HPV servikal kanser gelişimi için yeterli değildir. Eğer HPV enfeksiyonu devam ederse rahim ağzı kanseri yıllar içinde oluşur. HPV’ye maruz kalma ile rahim ağzı kanseri gelişimi arasında yaklaşık 10-15 yıllık bir süre vardır.”
SİNSİ SEYRETTİĞİ İÇİN TARAMA PROTOKOLLERİ ÖNEMLİ
Erken evre rahim ağzı kanserinin genelde bulgu vermediğine dikkati çeken Doç. Dr. Tola, şu bilgileri verdi:
“Bulgu verdiğinde de en sık bulgusu aslında rahim ağzı kanserine özgü olmayan vajinal veya rahim ağzı iltihaplarında da görülebilen sulu veya cerahatli ve kötü kokulu vajinal akıntıdır. Dolayısıyla hastalar bu bulguları olduğunda önemsemeyip vajinal veya rahim ağzı iltihabı geçirdiklerini düşünebilirler. Serviks kanserinin erken evrede bulgu vermemesi veya spesifik bir klinik bulgusunun olmaması rahim ağzı kanser taramasının öneminin altını çizer. Bulgu vermeyen kişilerde serviks kanseri yapılan kanser tarama testleri sonucu veya rastlantısal olarak rutin jinekolojik muayenede servikste lezyon olduğunda keşfedilir. Maalesef tanı sırasında hastaların yaklaşık yüzde 15’inde rahim ağzı kanseri uzak organlara sıçramış olarak tespit edilmektedir. Rahim ağzı kanserine yönelik tarama programları (smear ve/veya HPV taraması) ve HPV aşılaması ile serviks kanseri görülme sıklığı ve ölüm oranlarında büyük bir düşüş eğilimi olmuştur. HPV aşısı 12 yaşından itibaren hem kadınlara hem erkeklere önerilir. Aşı ne kadar erken yaşta yapılırsa rahim ağzı kanserinden koruyuculuğu o kadar iyidir. Yıllık jinekolojik muayenelerle uygulaması çok basit ve ucuz olan tarama testlerini yaptırarak ve HPV aşısı olarak rahim ağzı kanserinden korunulabilir.”