Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen seçimlerin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi‘ndeki grup toplantısında ilk kez konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimlerin muhteşem bir zaferle tamamlandığını ve bu durumdan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etti. Kendi partisinin teşkilatlarına ek olarak Cumhur İttifakı’nda yer alan ortaklarının da büyük çaba sarf ettiğini belirtti. Bu dayanışmanın çıkar birlikteliği değil, ilkeler ve idealler birliği olduğunu bir kez daha gösterdiklerini vurguladı. Deprem bölgesindeki vatandaşların acılarını paylaşmak için birlikte hareket ettiklerini, seçim mitinglerinde milyonlarca insanın kendilerini desteklediğini ifade etti.
Erdoğan, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü darbecilere karşı direnirken kurdukları ittifakı daha da güçlendirdiklerini söyledi. Cumhur İttifakı olarak vatanın bekasını ve milletin istiklal ve istikbalini her zaman öncelikli tutacaklarını belirtti. Erdoğan, zaferin Allah’a ait olduğunu ve zafer yolunu aziz milletin duaları ve destekleriyle döşediğini söyledi. Oy veren ya da vermeyen tüm vatandaşlara ve özellikle depremzedelere, iradelerine sahip çıktıkları için teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Önce ‘6’lı Masa’ Diyordu, Şimdi ’16’lı Masa’ Diyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Değil 6’lı masa, Türkiye’nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16’lı masa kuracağım” sözlerine yanıt vererek şunları söyledi: “Önce ‘6’lı masa’ diyordu, şimdi ’16’lı masa’ diyor. Ama bunlar yetersiz, daha fazla masaya ihtiyaçları var. Masadaki ortakların artması sonuç vermeyecektir. Bu millet irade ister, eser ister, hizmet ister. Yalanlar, dolanlar ve talanlarla bir yere varılamaz. İstiklal mücadelemizde olduğu gibi, 28 Mayıs öncesinde de aynı kader birliğini yaşadık. Afrika’dan Asya’ya, milyonlarca insanın dualarını aldık. Dünyanın dört bir yanından, bizim için gözyaşı döken ve dualarını gönderen herkese teşekkür ediyorum. Rabbime, bana vefakar dava arkadaşları verdiği için şükranlarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sürecinin zorluğuna dikkat çekerek, bu seçimlerin Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin, Türkiye’nin geçmişten geleceğe olan kutlu yolculuğunda hangi anlamlara denk geldiğinin zamanla daha iyi anlaşılacağını ifade etti. Demokrasi mücadelesinde yeni bir aşama olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nasıl büyük bir tehlikeden kurtulduğunu ve nasıl büyük bir başarıya imza attığını zamanla daha net göreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu masaya ben ‘kumar masası’ demedim, ‘noter masası’ da demedim. Diyen kim? O masanın etrafındakiler. Olay bu kadar acı, bu kadar basiretsiz. Ve neticesi de ortada. Güya parlamenter sisteme, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri döneceklerdi. Ama 7 tane cumhurbaşkanı yardımcısının olduğu, sabah erken kalkanın bakanlık kaptığı, hiçbir ilkenin ahlaki çizgisinin bulunmadığı ucube bir sistemi millete dayattılar. Vizyon ve proje konusundaki açıklarını kapatabilmek için son yılların en kirli, etik ve edep dışı seçim kampanyasını birlikte yürüttüler. Ortada öyle mesele yokken yayınladıkları videolarla mezhep ve etnik köken fitnesini körüklemeye kalktılar. Siyasi hayatımızın hiçbir aşamasında müdahale etmediğimiz hayat tarzı üzerinden vatandaşa korku saldılar. Bay Bay Kemal; bizim vatandaşımızın hayat tarzıyla yakından uzaktan alakamız yoktur. O sizin derdiniz. Siz bu ülkede milletin hayat tarzıyla hep uğraştınız. Ve sahtekarlık yaptınız” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başörtüsü konusunda muhalefetin samimiyetsizlik gösterdiğini iddia etti. Seçim kampanyalarında, milleti aldatmak amacıyla sadece 1-2 başörtülü kız veya kadını kullanarak, kendilerini başörtülülerin yanında göstermeye çalıştıklarını belirtti. Bu tavrın sahtekarlık olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğer gerçekten dürüst ve samimi bir yaklaşım sergiliyorlarsa, yeni yasama döneminde başörtüsü meselesini Anayasa ile güvence altına almaları gerektiğini ifade etti.
“Kandil’den Pensilvanya’ya Kadar Terör Baronlarının Destek Beyanlarına Bir Kez Olsun İtiraz Ettiniz Mi?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin terör baronlarının destek beyanlarına karşı hiçbir itirazda bulunmadıklarını ve onlarla birlikte olduklarını iddia etti. Kandil’den Pensilvanya’ya kadar uzanan terör örgütlerinin desteklerine karşı sessiz kaldıklarını ve hiçbir şekilde tepki göstermediklerini söyledi. Ayrıca, muhalefetin küresel güç odaklarından “aferin” alabilmek için toplumun bekasına tehdit eden LGBT meselesini meşrulaştırmaya çalıştıklarını ileri sürdü. Erdoğan, muhalefet liderine hitaben, onun ve yanındakilerin LGBT destekçisi olduklarını ifade etti, ancak AK Parti, MHP ve Cumhur İttifakı’nın diğer üyelerinin böyle bir sorunla karşı karşıya olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin seçim kazanma hırsıyla faşizmi, ırkçılığı ve ayrımcılığı en aşırı şekilde kullandığını belirterek şu sözleri dile getirdi:
“Muhalefet, insanlarımızı tehdit etmekten, depremzedelere karşı ahlaka ve insanlığa uymayan tavırlara kadar her yolunu denemekten çekinmedi. Özellikle 14 Mayıs ile 28 Mayıs arasındaki olaylar, suçluların alnına yapışmış birer kara leke olarak kalacaktır. Siyaset sahnesinde oldukça kaldıkça, bu leke oradan silinmeyecektir. Ayrıca, seçim kampanyası döneminde ilkokul oyunlarını andıran ucuz siyasi gösterilere de tanık olduk maalesef. Milletin kendilerine layık görmediği unvanları sonuna kadar kullandılar ve sandıkların dörtte biri bile açılmadan zafer ilan ettiler. Buna benzer nice skandalları utanarak izledik. Sadece 2 tane belediye başkanı buldular ve onlarla birlikte bu tür davranışlara giriştiler. Peki, ne oldu? Şimdi neredeler? Kayıplar. Şimdi onlarla tekrar dolaş. Sana bir adres vereyim. Al yanına 2 koltuk. Biri İstanbul’a, diğeri Ankara’ya gitsin. Onlar da o koltuklarda otursun. Çünkü cumhurbaşkanı yardımcılığı koltuğunu bile veremedin onlara. En azından sözde genel başkan yardımcılığı koltuğunu versen olmaz mı? Ama bunu da yapamazlar. Korkarlar. ‘Koltuklarımızdan kaçıp gittiler’ derler. Tüm bunları yapanlar belki utanmadılar. Ama biz, onların kendilerini düşürdüğü durumları gördükçe gerçekten utandık. Tarih, şüphesiz en adil hakemdir. Herkes, tarih ve millet önünde yaptıklarının hesabını verecektir.”
“Milletimiz, Bizim Samimi Gayretlerimizi Gördü Ve Bunları Ödüllendirdi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer siyasi aktörlerin koltuk peşinde koşarken, kendilerinin ise icraatlarıyla farklarını ortaya koyduklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Milletimiz, bizim samimi gayretlerimizi gördü ve bunları ödüllendirdi. Sandık sonuçları, Anadolu irfanının önemsenmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri, vatandaşlarımızın kalbindeki alternatif konumumuzu tescilledi. Birileri bunu sindirmekte zorluk çekse de karşılaştığımız tablo açıktır: Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunda geçerli oyların 27 milyon 834 bin 589’unu alarak yüzde 52,18 oy oranıyla büyük bir zafer elde ettik. Ezici bir çoğunlukla milletimizin güvenine ve tercihine bir kez daha tartışmasız bir şekilde layık görüldük. İkinci turda 87 seçim bölgesinin tamamında oylarımızı artırmayı başardık. Ülkemizin 81 ilinin 52’sinde rakibimize göre önde yer aldık. 10 ilimizde yüzde 73 ve üzeri, 10 ilçemizde ise yüzde 84 ve üzeri oy aldık. Bayburt ilinde yüzde 82,45 oy oranıyla, ilçelerden Harran, Şanlıurfa’da yüzde 95,35 oy oranıyla en yüksek desteği aldığımız yerler oldu. Ayrıca depremde büyük hasar gören Hatay’ın 28 Mayıs’ta bizi tercih etmesi bizleri ayrıca memnun etti.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçmenin sandıkta sadece kendilerine değil, muhalefete de önemli mesajlar verdiğini vurgulayarak şunları dile getirdi:
“Bu mesajın en büyük muhatabı muhalefetin kendisidir, tüm bileşenleriyle birlikte. Milletimiz özellikle muhalefetin zihniyetinde ve siyasi pratiğinde köklü bir değişim istediğini açıkça göstermiştir. Seçmenden yükselen her eleştiri ve itiraza kulak tıkayan, sürekli olarak aday dayatan, halkın taleplerini ve beklentilerini göz ardı eden, vatandaşın kendilerine oy vermeye mecbur olduğu zannına kapılan kibirli bir zihniyet, bir kez daha duvara toslamıştır. Özellikle CHP olmak üzere muhalefetin sandıktan çıkan mesajları doğru okuyup gereğini yerine getirmekten başka seçeneği yoktur. Muhalefet ya milli iradeyle barışacak ya da marjinalleşecektir. CHP Genel Başkanı, 16’lı masa kurmak yerine 160’lı masa kursa bile sandıktan milletin tokadını yemekten kurtulamaz. Biz bu tespitlerimizi dile getirirken kendi çıkarlarımızı düşünmüyoruz. Değişim meselesini dar bir perspektifle ele almıyoruz. Çünkü biz iktidar partisi olarak en ideal muhalefetin Türkiye’de olmasını arzu ediyoruz. Ancak rakiplerinin zayıflığından medet uman bir parti değiliz. Karşımızdakilerin beceriksizliğine dayanarak hareket etmiyoruz. Tam aksine, bu sorunlardan şikayet eden, siyaset sahasında rekabetçi bir vizyona sahip bir ekibiz.”
“Amacımız, Her Alanda Standartlarımızı Yükseltmek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin büyümesini ve Türk demokrasisinin güçlenmesini arzuladıklarını ifade ederek şunları dile getirdi:
“Amacımız, her alanda standartlarımızı yükseltmek. İnsanlarımızın hak ettiği hizmetlere daha hızlı bir şekilde ulaşmasını sağlamak. Ülkemiz, hem iktidarıyla hem de muhalefetiyle dünya çapında örnek olacak, takdir edilecek bir konumda bulunsun istiyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılına, muhalefet yapma pratiğini kökünden değiştirmiş bir ülke olarak girmek istiyoruz. Aksi takdirde, hedeflerimize hızla ilerlerken Türkiye’nin ayağı maalesef tökezlemeye devam edecektir. Bu şekilde, milletimizin varlığına yönelik tehdit ve tehlikelerle baş etmemiz zorlaşacaktır. Tüm bu meydan okumaların üstesinden gelebilmemiz, sadece bizim çabalarımızla sınırlı değildir; aynı zamanda muhalefetin daha vizyoner, daha kapsayıcı, daha yerli ve milli bir çizgide siyaset yapmasına da bağlıdır.”
“Baba-oğul arasındaki taht mücadeleleri bizim açımızdan hiçbir değer taşımamaktadır. Kimin baba, kimin oğul olduğu bizi ilgilendirmez. Bizim gözümüzde, su alan bir geminin dümenine kimin geldiği ya da kimin gittiği hiçbir anlam ifade etmez. Asıl önemli olan mesele, muhalefetin millete parmak sallamaktan vazgeçmesidir. Asıl mesele, muhalefetin 73 yıldır devam eden milli iradeyle olan kavgasını sonlandırmasıdır. Asıl mesele, sahte gündemlerin yerine ülkenin gerçek sorunlarına odaklanmasıdır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak, iyi niyetli her adıma destek vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
“Milletin Çıkarları Ve Hizmet Odaklı Bir Anlayışla Hareket Etmek İstiyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla birlikte yeni bir siyasi vizyon ortaya koyduklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Milletin çıkarları ve hizmet odaklı bir anlayışla hareket etmek istiyoruz. Siyasi mücadelemizi yürütürken hep birlikte Türkiye’nin çıkarlarına bağlı kalmak gerektiğini vurguluyoruz. Vatanın bekası, ülkenin güvenliği, milletin birlik ve dirliği, devletin çıkarları söz konusu olduğunda farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ortak paydada buluşabilmeliyiz. 21 yıllık iktidar dönemimiz boyunca bu büyük mutabakatı sağlamak için birçok adım attık. Seçimlerden sonra bize oy verenlerle birlikte farklı siyasi tercihlere sahip olan vatandaşlarımıza da el uzattık. Kampanya süreçlerinde maruz kaldığımız hakaretlere, haksızlıklara, hukuksuzluklara, yalanlara, iftiralara ve siyasi rekabetin ötesindeki aşağılayıcılığa rağmen kalplerimizi sonuna kadar açtık.”
“Ancak siyaseti sadece bir kazanç kapısı olarak gören bazı çevrelerin anlamsız direnişiyle karşılaştık. İdeolojik önyargılarından bir türlü kurtulamadılar. Geçmişin yüklerini üzerlerinden bir türlü atamadılar. Türkiye’nin perspektifinden meselelere bakma konusunda zorluk yaşadılar.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni kabinenin teşekkülüyle birlikte hızla vatandaşların taleplerini ve ülkenin ihtiyaçlarını karşılamaya başladıklarını duyurdu. Erdoğan, küresel piyasalara göre oldukça iyi bir buğday ve arpa alım fiyatı açıkladıklarını ve üreticileri sevindirdiklerini belirtti. Emeklilerden gençlere, deprem bölgesindeki vatandaşlardan engellilere kadar toplumun çeşitli kesimlerine yönelik müjdeleri paylaştıklarını ifade etti.
“400 Lira Olarak Uyguladığımız Asgari Ücret Desteğini Önümüzdeki 6 Ay Boyunca 500 Lira Olarak Uygulayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk kabine toplantısının ardından Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun görüşmelerinin uzlaşmayla sonuçlandığını açıkladı. Buna göre, 2023 yılının ikinci yarısında brüt asgari ücret tutarı 13.414 liraya, net asgari ücret tutarı ise 11.402 liraya yükseltildi. Bu artışla birlikte, enflasyonun üzerinde refah payını da içeren bir oranla ara zammın gerçekleştirildiğini vurguladı. Erdoğan, geçtiğimiz yılın ikinci yarısına göre asgari ücretin yüzde 107 oranında artırıldığını ve 2002 yılına kıyasla reel olarak yaklaşık yüzde 312 artış gösterdiğini belirtti. Ayrıca, asgari ücreti desteklemek amacıyla uygulanan 400 lira tutarındaki destek ödemesinin önümüzdeki 6 ay boyunca 500 lira olarak devam edeceğini de duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözlerini hatırlatarak, bu sözlerini tuttuklarını ve çalışanların refah artışından da faydalanacaklarını belirtti. Ayrıca, konut kira sözleşmeleriyle ilgili olarak da açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz yıl yapılan geçici düzenlemeyle yenilenen konut kira sözleşmelerinde kira artış oranının yüzde 25 ile sınırlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu uygulamanın 2023 Temmuz ayından itibaren de devam edeceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında ayrıca seçim döneminde açıklanan memur maaşlarıyla ilgili verdikleri sözleri de yerine getireceklerini belirtti. Türkiye’nin artan refahından, büyüyen ve kalkınan ekonomisinden 85 milyon vatandaşın tamamının hak ettiği payı almasını temin edeceklerini vurguladı. Bu noktada ekonomi yönetimine ağır sorumluluklar yüklediklerini ve Cumhurbaşkanı Yardımcılığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası arasında güçlü, uyumlu ve yetkin bir ekip kurduklarını sözlerine ekledi.
