Doğru güneş gözlüğünü seçmenin sağlık açısından önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Nazif Selçuk Çekmeceli, mor ötesi ultraviyole (UV) ışınlarının insan doku hücreleri için zararlı olabildiğini belirterek, bireyin gözüne uzun süre boyunca gelen UV ışınlarının, alerjik konjonktivit, makulopati ve retina hasarları, katarakt gibi bir dizi rahatsızlıklara sebep olabileceğini söyledi.
Doğru Güneş Gözlüğünün Seçilmesi Sağlık Açısından Önemli
Dr. Öğr. Üyesi Nazif Selçuk Çekmeceli, doğru güneş gözlüğünün seçilmesinin sağlık açısından önemli olduğunu vurgulayarak önemli açıklamalarda bulundu.
Dr. Öğr. Üyesi Çekmeceli, bireyin gözüne uzun süre boyunca gelen UV ışınlarının, gözdeki başta lens ve retina olmak üzere, kontoktiva hücrelerine de zarar vererek; makulopati ve retina hasarları, alerjik konjonktivit ve katarakt gibi bir dizi rahatsızlıklara neden olabileceğini belirtti.
VM Medical Park Pendik Hastanesi’nde görev alan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Çekmeceli, güneş ışınları içerisinde yer alan ultraviyole ışınının, gözler için zararlı radyasyon ışınları olduğunu, bu yüzden ötürü de ultraviyole blokaj özelliği olan merceklerin her zaman için tercih edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi;
”Mercekler hamur halindeyken UV filtre maddeleri karıştırılmakta ve ultraviyole koruması sağlanmaktadır. İyi bir güneş gözlüğü ultraviyole radyasyonunun yüzde 99‘unu filtre edebilmeli ve UV-A ve uVb koruması sunmalıdır. Genel olarak güneş gözlüğü etiketlerinde UV 200, UV 400 gibi değerler görülebilir. Ancak en az UV 400 filtrasyon gücü tercih edilmelidir.”
İnorganik (Mineral) Materyalden Yapılan Güneş Gözlüklerinin Görüntü Kalitesi Daha Üstün
Dr. Öğr. Üyesi Çekmeceli, güneş gözlüğü camlarının temelde organik (plastik) ve inorganik (mineral cam) materyallerden yapıldığını belirterek, “Cam materyalden yapılanların, gözlük çerçeveleri üzerinde daha ağır olması ve kırılgan yapıları nedeniyle işlenmesi zor olduğu için günümüzde organik materyallerden yapılan güneş gözlüklerinin hafif olması bir avantaj iken, inorganik (mineral) materyalden yapılan güneş gözlüklerinin görüntü kalitesi açısından daha üstün olduğu unutulmamalıdır.” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Çekmeceli, güneş gözlüğünde çerçeve seçiminin ise bireyin kişisel zevklerine bağlı olmakla beraber; yuvarlak yüz hatlarına sahip kişilerin kare ve dikdörtgen çerçeveleri tercih etmeleri gerektiğini ve köşeli yüz hatlarına sahip insanlarda ise yuvarlak çerçevelerde daha düzgün uyum sağladığını belirterek, çerçeve büyüklüğünün en az kaş hizasında ve kaş üzerinde olması gerektiğini söyledi.
Dr. Öğr. Üyesi Çekmeceli, güneş gözlüklerinin renk ve koyuluğu ile sağlamış oldukları UV koruması miktarı arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını belirterek şunları söyledi;
“Mercek rengi ve tonu, yalnızca, ne kadar ve ne tür ışığın engellendiğini gösterir. Örneğin, daha açık kehribar tonları renk kontrastını arttırırken; daha koyu kehribar ve gri tonları parlaklığı önler. Çok koyu renkli güneş gözlükleri, göz bebeğinin genişlemesine neden olur. Bu nedenle tüm güneş gözlüklerinde UV koruması aranırken, koyu camlı olanlarda UV 400 koruma yüzde 100 olmalıdır.”
Polarize Camlı Güneş Gözlükleri
Yerden yada yere paralel yüzeylerden gelen güneş ışığı yansımalarını engelleyebilen özel filtreli güneş gözlüğü camlarına polarize cam dendiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Çekmeceli, özellikle akıllı lens uygulaması yaptıkları kişilerde, güneş ışığı yansımalarına bağlı olarak kamaşma şikayetlerinin olabileceğini ifade etti.
Yukarıdaki açıklamasına ek olarak ise, bu tip hastalarda polarize camlı güneş gözlüklerinin oldukça büyük fayda sağlayabilmekte olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Çekmeceli, ancak polarize cam ile UV filtrasyon özelliklerinin karıştırılmaması gerektiğini vurguladı.
Çekmeceli, son olarak ise iyi bir güneş gözlüğünün nasıl olması gerektiğine dair şu cümleleri kullandı;
”Sonuç olarak iyi bir güneş gözlüğü çerçeve olarak yüze uygun oturmalı, materyal olarak seçim organik veya mineral tercih edilmeli, polarize ve yüzde 100 UV blokaj özelliği olmalıdır. CE belgesi bulunmasına da dikkat edilmelidir.”