Prof. Dr. Naci Görür tarafından İBB’nin açıkladığı Alan ve Yapılara Yönelik Veri Toplama, Etki Analizi, Değerlendirme Çalışması verileri değerlendirildi. Naci Görür, ‘’Avrupa Yakası, Asya’ya göre daha çok zarar görecektir’’ dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı ekipleri tarafından araştırma verileri yayınlandı. 6306 sayılı yasanın kapsamı içerisinde duyurulan veri toplama ve etki analizi çalışmasını Prof. Dr. Naci Görür değerlendirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İTÜ ile ortaklaşa gerçekleştirdiği çalışma kapsamında deprem olması halinde 207 bin binanın hasar göreceği tespit edildi. 207 bin binanın 196 bin 227’sinin Avrupa yakasında olduğu belirtildi. En çok riskli binanın bulunduğu ilçelerin Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Esenyurt olduğu açıklandı.
‘’Ağır Yıkılma Eşiğinde 90 Bin Bina Var’’
İstanbul’da olası bir depremin meydana gelmesi halinde 1 milyonu aşkın binanın yüzde 10’unun ağır hasar alacağının altını çizen Prof. Dr. Naci Bilir, ‘’İstanbul’un hem Avrupa yakasında hem de Anadolu yakasında bulunan toplam 90 bin bina ağır yıkım eşiğinde yer alıyor. Olası bir deprem halinde bu binalarda doğrudan göçük tehlikesi bulunuyor. Aynı şekilde deprem olması halinde hasarlı ve orta hasarlı binaların sayısı da artış gösterecektir. İstanbul’da toplam 1 milyon 150 bin bina sayısı belirlendi. Depremde bu binaların yüzde 10’luk bölümünün ağır hasar alacağı belirlendi’’ dedi.
Prof. Dr. Naci Görür: ‘’Avrupa Yakası Daha Fazla Risk Taşıyor’’
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İTÜ’nün ortaklaşa hazırladığı deprem verilerini değerlendiren Prof. Dr. Görür şu açıklamalarda bulundu:
‘’İBB’nin verilerinde yer alan 207 bin hasarlı binanın 196 bininin Avrupa Yakası’nda yer aldığı teşhisi doğrudur. Zira, Avrupa yakasının zemini incelendiğinde jeolojik açıdan formasyonlar daha fazla deprem kaynağını oluşturmaktadır. Avrupa Yakası, Asya’ya göre daha çok zarar görecektir tespiti gerçeğe dayanmaktadır. İBB’nin açıklamasında yer alan İstanbul’da en çok riskli yapının yer aldığı ilçeler tespiti de doğruluk taşımaktadır. Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Esenyurt ilçeleriyle birlikte Fatih ve Zeytinburnu ilçelerinde de riskli yapılar bulunmaktadır. Olası deprem durumunda bahsettiğimiz ilçelerin zemin durumu iyi olmadığı için daha fazla zarar görme riski bulunmaktadır. Bu yüzden hiç vakit kaybetmeden deprem direncine sahip olmaları için çalışmaların başlatılması gerekmektedir.’’
‘’Türkiye’deki Aktif Fay Hattı Sayısı 550’nin Üzerindedir’’
Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Naci Görür, ‘’Ülkemiz, canlı deprem hatları ile kesilmiş vaziyette bulunuyor. Son belirlemelere göre 550’nin üzerinde bir sayıdan bahsediyoruz. Ülkemizin dört bir yanında aktif depremler bulunuyor. Bunların bazıları yoğun şekilde deprem üretebilirken; bazıları ise daha az yoğunluk ve büyüklüğe sahip bulunuyor. Aktif fay hatlarının bulunduğu bölgelerde depremlerin yaşanması kaçınılmazdır. Bu yüzden deprem direncine önem verilmesi ve gerekli adımların atılması son derece önem taşıyor’’ ifadelerini kullandı.