Para Politikası Kurulu TCMB tarafından yapılan açıklamada politika faizinin yüzde 8,5 seviyesinde sabit tutulmasına karar verildiği belirtildi. Açıklamada son dönemde iktisadi faaliyetin beklenenden daha olumlu seviyelerde gerçekleştiği ancak jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının gelişmiş ülkelerde resesyon endişelerini sürdürdüğü ve finansal istikrarı tehdit eden koşulların ortaya çıktığı ifade edildi. Uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonunun yüksek seviyelerini sürdürdüğü vurgulanırken Türkiye’nin geliştirdiği stratejik çözüm araçlarıyla temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkilerinin azaldığı belirtildi. Ancak küresel enflasyonun ve uluslararası finansal piyasaların üzerindeki etkilerin yakından izlendiği ifade edildi.
Küresel Ekonomik Risklere Rağmen Politika Faizi Yüzde 8,5 Düzeyinde Sabit Kaldı
Açıklamada ayrıca gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adımlarındaki ayrışmanın devam ettiği ancak finansal istikrarı öncelikleyen eş güdümlü adımların atıldığı vurgulandı. Merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağı beklentisinin finansal piyasalara yansıdığı belirtildi. Enflasyon seviyesinde ve eğiliminde iyileşmelerin devam ettiği ve depremin neden olduğu arz-talep dengesizliklerinin takip edildiği ifade edilen açıklamada finansal koşulların ivme kazanan sanayi üretimi ve istihdamdaki artış trendini desteklemesi gerektiği vurgulandı.
TCMB’nin Fiyat İstikrarını Sağlama Hedefi ‘Liralaşma Stratejisi’yle Destekleniyor
Bu çerçevede Para Politikası Kurulu’nun politika faizini sabit tutma kararı aldığı belirtildi. TCMB fiyat istikrarını ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası toparlanmayı desteklemek için politika duruşunun yeterli olduğu değerlendirmesinde bulundu. Açıklamada ayrıca TCMB’nin fiyat istikrarı hedefine ulaşana kadar elindeki tüm araçları kullanmaya devam edeceği ve Liralaşma Stratejisi’ni tüm unsurlarıyla uygulayacağı belirtildi.
Enflasyon Seviyesindeki İyileşme ve Finansal İstikrarın Önemi Vurgulandı
Fiyat istikrarının sağlanmasının ülke risk primlerinde düşüş para ikamesinin tersine dönmesi döviz rezervlerinde artış ve finansman maliyetlerinde kalıcı bir gerilemeyle birlikte makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği ifade edildi. Bu şekilde yatırım üretim ve istihdam artışının sürdürülebilir hale gelmesi hedeflenmektedir. Kurul kararlarını şeffaf öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edeceğini vurguladı.
DHA