Uzm. Dr. Özsezgin: Türkiye’de Son 3 Yılda Yoğun Bakım Yatışları Arttı

Uzm. Dr. Özsezgin: Türkiye'de Son 3 Yılda Yoğun Bakım Yatışları Arttı
Uzm. Dr. Özsezgin: Türkiye'de Son 3 Yılda Yoğun Bakım Yatışları Arttı
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Genel Yoğun Bakım Sorumlu Uzm. Dr. Serpil Özsezgin, Türkiye’deki yoğun bakım yatışlarındaki artış oranına dair önemli açıklamalarda bulundu.

Uzm. Dr. Özsezgin: Türkiye'de Son 3 Yılda Yoğun Bakım Yatışları Arttı
Uzm. Dr. Özsezgin: Türkiye’de Son 3 Yılda Yoğun Bakım Yatışları Arttı

Türkiye’de Özellikle Son 3 Yıldır Yoğun Bakım Yatış Oranları Arttı

Mayıs ayının Yoğun Bakım Farkındalık Ayı olması kapsamında bazı açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Serpil Özsezgin, Türkiye’deki geçtiğimiz 3 yıl içerisinde yoğun bakıma yatış oranında artış olduğunu belirtti.

Pandemi döneminde insanların sağlık açısından korkarak son 3 yılı evde geçirdiklerini ve hasta oldukları zamanlarda dahi hastaneye gitmekten çekindiklerini belirten Uzm. Dr. Serpil Özsezgin, ”Bu yüzden hastalıkları ilerledi. Entübe edilen hastalar yoğun bakıma girmeye başladı. Bu sebeple de son zamanlarda yoğun bakıma yatış oranında azalma olmadığını söyledi.

Uzm. Dr. Serpil Özsezgin, pandemi zamanı ve sonrasında geçen süreçte yoğun bakım alanındaki yatak satılarının dolu olduğunu belirterek; özellikle İstanbul’da bu durumun çok daha fazla olduğunun altını çizdi. Yoğunluğun azalmadığını ve insanların Covid’den dolayı evde kalmalarının ve hastaneye gitmemelerinin sahip oldukları hastalıkları daha da ilerlettiğini ifade etti.

Yoğun Bakımı 3 Kategoride Sınıflandırıyoruz

Uzm. Dr. Serpil Özsezgin, ileri yaşam destek ünitelerinin kritik hastaların yani yaşamla ölüm arasında olan kritik süreçteki kişilerin bakılmış olduğu yerler olduğunu belirtti.

3 farklı basamakla sınıflandırılan yoğun bakım için Uzm. Dr. Serpil Özsezgin, ”Birinci basamak yoğun bakımlar, kendi nefes alıp verebilen sadece oksijen desteğine ihtiyacı olan hastalarımız içindir.” dedi.

İkinci basamakta ise entübe olan hastaları bulundurduklarını ve eğer ki ilave organ yetmezliği gelişen bir hasta gelirse de şayet ve hastaya diyaliz desteği gerekiyorsa veya kart desteğine ihtiyaç varsa üçüncü basamağa aldıklarını belirtti.

Biz Entübe Hastayı Covid Dönemiyle Tanıdık

Türkiye’de daha önceden entübe kavramı pek bilinen bir kavram olmazken, bu hastalık türünü pandemi döneminde tanıdık diyen Uzm. Dr. Serpil Özsezgin, pandemi döneminde solunum yetmezliği gibi durumlarla karşılaştıklarını ve bu yüzden hastaların entübe edilip yoğun bakıma alınmasıyla da yoğun bakım farkındalıklarının arttığını ifade etti.

Yukarıdaki durumun gerçekleşmesi ile birlikte hasta yakınlarının da entübasyon ve yoğun bakımı bu süreçte öğrendiklerini belirten Uzm. Dr. Serpil Özsezgin, bazı hasta yakınlarına, söz konusu kişinin entübe olduğunu söylediklerinde hastanın Covid olduğunu sananların olduğunu belirtti. Yine söylediklerine ek olarak da entübe kavramının sadece Covid ile ilgili olmadığını ve organ yetmezliğinde de kullandıklarını belirtti.

Biz Tamamen Hasta Odaklı Çalışıyoruz

Yoğun bakım için bir farkındalığın getirilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Özsezgin, entübasyonun pandemiyle birlikte tanındığını ve yoğun bakımların kapalı ortamlar olduğu için anestezi yoğun bakım uzmanlarının pek de dışarıda görünmeyen insanlar olduğunun altını çizerek; ”Biz anestezi yoğun bakım uzmanları, çok fazla dışarılarda görülmeyen kişileriz. Hastayla ilgili bilgilendirmeyi bazen az yapabiliyoruz. Çünkü biz tamamıyla hasta odaklı çalışıyoruz.” dedi.

Umut Kaybedilirse Hasta Yaşamını Yitirebilir

Mevcut durumda yoğun bakım ortamında kullanılan teknolojinin epeyce ilerlediğini belirten Uzm. Dr. Özsezgin, her ne kadar gerekli teknolojiye sahip olsalar da geriye kalan tek şeyin hastanın kendisi ve yakını için umutlarının kaybetmemek olduğunu belirtti.

Söz konusu hastanın ve yakınlarının umutlarını kaybetmesi hastanın hayata tutunmasını zorlaştırıyor. Umudun yitirilmesi sonucunda ne yaparlarsa yapsınlar hastayı hayata tutundurma ihtimallerinin çok düşük olduğunu belirten Uzm. Dr. Özsezgin, bu yüzden ötürü ne olursa olsun hastanın umudunu kaybetmemesi gerektiğini söyledi.

Annesinin 64 gün boyunca yoğun bakımda kaldığını ve ardından kaybettiklerini belirten Yelda Kocagil ise “Annemi çok yeni kaybettik. Sağlık problemleri vardı ama bu aşamaya geleceğini biz de hiçbir zaman düşünemiyorduk. En son 19 Şubat’ta nefes sorunuyla bir sabah kalktı. İlk önce ambulans çağırdık ve hastaneye gittik. Oradan da şükür ki buraya yönlendirildik. Buraya geldikten sonra aslında bizim hayatımız ve annemin hayatı başladı. Yoğun bakım denildiğinde, karmaşık karışık, kalabalık bir süreç gibi gözükse de aslında yoğun bakımın gerçekten öyle bir yer olmadığını, içeride gayet belirli bir düzenin, kurulu bir yaşamın olduğu bir yer olduğunu fark ettim. En güzeli de siz orada acı çekerken o koridorlarda beklerken, hastanız için kaygılanırken içeride, yaşamla ölüm arasında o ince çizgide size uzanan eller, hastanıza uzanan eller… Bunu hissetmek gerçekten ayrı bir duyguydu. Sesimizin her zaman o kapılarda duyulduğunu bildik.  Bu şekilde biraz kendimizi ayakta tuttuk. Annem bu süreçte çok mutluydu. Bilinci açıktı ve bizimle iletişim kurabildi. Konuşamıyordu ama kendisi bizden bir defter isteyerek bütün duygularını anlatabiliyordu.” dedi.

Pandemi nedeniyle 1 ay kadar yoğun bakımda bulunan Yüksel Ayaz ise o günlerde yaşadığı mevcut süreçle ilgili şunları söyledi;

“Durumum çok ağır olduğu için beni yoğun bakıma aldılar. Yoğun bakıma giderken ‘eyvah gidiyorum’ dedim. Yüz maskesi takmaya çalıştılar kabul etmedim. Ardından beni ikna ettiler. Ardından maskeyi çıkardım ‘beni buradan çıkarın’ dedim. Resmen gece gündüz uyuyamıyor, kâbus yaşıyorsun. Sağ olsun Serpil hocamız geldi, bileğimden tuttu. ‘Rahat olun, ben sizi iyileştireceğim. Benim oğlum da burada hastaydı, iyileşti. Sen de iyileşeceksin’ dedi. Serpil hocanın beni bu şekilde umutlandırması beni hayata döndürdü diyebilirim. Ardından meşakkatli bir yolculuk başladı. Orada kalmak korkutucuydu ama sağ olsun hemşire kızlarımızın her sabah ‘günaydın’ diyerek bizi motive etmeleri bile mutlu ediyordu. Ardından çok şükür yoğun bakımdan çıktım.”

Pandemi döneminde yoğun bakımdayken ailesiyle görüntülü görüştüğünü belirten ve yoğun bakımda geçirdiği süreç içerisinde 18 kilo verdiğini belirten Ayaz, sonrasındaki süreçte fiziksel ve zihinsel anlamda kendisine gelmesine sebep olan şeyin palyatif bakım olduğunu söyledi.

Kaynak : DHA

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Uzm. Dr. Özsezgin: Türkiye’de Son 3 Yılda Yoğun Bakım Yatışları Arttı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Merkez Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin