Sabancı Center‘da düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan gerçekleştirdi.
Konuşmaların ardından, Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası toparlanma sürecini ele alan bir panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ üstlendi. Panelde, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Ülke Direktörü Arvid Tuerkner, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin ve akademisyen Doç. Dr. Ümit İzmen yer aldı.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Özilhan: “Uzun Süredir İlk Defa “ikiz Açık” Yaşıyoruz”
Toplantıda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, ekonomik göstergelerin Türkiye‘nin son 10 yılın en zorlu döneminden geçtiğine işaret ettiğini belirtti. İhracatın düşüş gösterdiğini, cari açığın arttığını, net rezervlerin ekside olduğunu, bütçe açığının büyüdüğünü, enflasyonun yaşam maliyetini yükselttiğini, yatırımların canlanmadığını ve Türk Lirası’nın değer kaybettiğini ifade etti. Özilhan, uzun bir süredir ilk kez “ikiz açık” yaşandığını dile getirdi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, toplantı öncesinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti. Özilhan, ekonomik sorunların çözülebilir olduğunu ve bunun için doğru teşhisin yapılması ve uygun politikaların şeffaf ve takvime bağlı olarak uygulanması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ı kutladı ve yeni ekonomi yönetiminin kısa sürede ekonomik istikrarı sağlaması ve ülkenin hızlı ve sağlıklı bir büyüme sürecine girmesi temennisinde bulundu.
Özilhan, açıklamalarında ayrıca, yüksek itibara sahip bir ekonomik programın hazırlanması ve ilan edilmesinin, liyakatin ön planda tutulduğu atamaların yapılması ve ekonomi politikalarının etkili olduğu kurumların görevlerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. TÜSİAD yönetimi olarak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile gerçekleştirdikleri toplantıda ekonomik durumla ilgili tespit ve önerilerini paylaştıklarını ve şeffaf bir şekilde geçekleşen bir toplantı olduğunu belirtti. Özilhan, Bakan Şimşek’in çalışmalarını tamamladıktan sonra açıklayacağı ekonomik programın makroekonomik istikrara katkı sağlamasını umut ettiklerini ifade etti.
“Türkiye Ekonomisinin Sorunlarının Çözümü İçin Üç Ayaklı Bir Program Gerekiyor”
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye ekonomisinin sorunlarının çözümü için üç ayaklı bir programın gerektiğini vurguladı. Bu üç ayağın makroekonomik istikrar, yapısal reformlar ve hukuk devleti olduğunu belirtti. Özilhan, bu başlıkların eş zamanlı olarak ele alınması gerektiğini ve her birinin diğerlerinin etkinliğini artıracağını ve sorunların daha kısa sürede ve daha az maliyetle çözülmesini sağlayacağını ifade etti.
Özilhan, öncelikle makroekonomik istikrarın sağlanmasıyla işe başlanması gerektiğini belirtti. Enflasyonla mücadele ve Türk Lirası’na yeniden güvenin sağlanmasının birinci öncelik olduğunu ifade etti. Ancak enflasyonla mücadelede tek yolun Türk Lirası’nın değer kazanması olmadığını ve bunun ihracatı pahalandırarak dış açığı artırabileceğini belirtti. Merkez Bankası rezervlerinin güçlendirilmesi gerektiğini ve döviz akışını kontrol altında tutmanın önemli olduğunu söyledi. Enflasyonla mücadele odaklı sıkı para politikalarının büyümeyi olumsuz etkilememesi ve yaşam standartlarını düşürmemesi gerektiğini ifade etti. Bu noktada maliye politikasının devreye girmesi gerektiğini vurguladı.
“Demokratikleşme, Hukukun Üstünlüğü, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ve Eğitim Reformu Gündemimizin Önemli Başlıkları”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, toplumsal cinsiyet eşitliği ve eğitim reformu gibi önemli konuların gündemlerinde yer aldığını belirtti.Turan, “Bu başlıkların yanına, değişen küresel sistemin etkin bir aktörü olmak, iklim değişikliği ile mücadele ve dijital dönüşüme hazır olmayı da eklemeliyim. Bu başlıklar, bugünümüzü olduğu kadar, yarınımızı da doğrudan belirleyecek olsa da, gündemi daha acil konular dolduruyor. Bunların en başında ekonomi geliyor. Göstergeler, ekonomide ciddi bir tabloya işaret ediyor. Artık hem cari açık hem bütçe açığı veriyoruz. Çifte açık, çözülmesi zor bir denklem yaratıyor” dedi.
Finansal sektörün kaynakların rasyonel dağılımını yerine getirmede zorluk yaşadığını ve bunun sonuçlarını herkesin yaşadığını dile getirdi. Gösterge faiz oranlarının sürekli olarak düşmesine rağmen reel sektörün krediye erişiminin zorlaştığını, ticari kredilerin artış hızının enflasyonun altında kaldığını ve finansmana erişim sorununun yatırımları baskıladığını söyledi. Fiyatların ekonominin gerçeğini yansıtmaz hale gelmesinin özel sektörün risk ve getiri hesaplamalarını zorlaştırdığını ve bu durumun yatırım kararlarının ertelenmesine, yeni istihdam yaratma kapasitesinin azalmasına ve büyümenin zayıflamasına yol açtığını ifade etti.
“2021’in İlk Çeyreğinden Bu Yana Üretim-Tüketim Makası Açılıyor”
Turan, “Nitekim büyüme rakamları ve ardından gelmiş olan sanayi üretimi ve dış ticaret verileri bu durumu gösteriyor. 2021’in ilk çeyreğinden bu yana üretim-tüketim makası açılıyor. 2023 ilk çeyrek büyüme rakamlarında yıllık olarak sanayi yüzde 0,8 gerilerken, tüketim yüzde 16,2 arttı. Bu durumun aşılabilmesi için para ve finans politikalarının değişmesi gerekiyor. Finansal kesimin iyi çalışması çok önemli. Finansal kesim sağlıklı olduğu, kendi fiyatlamalarını yapabildiği ölçüde, reel kesim de sağlıklı olur” dedi.
Turan, Reel kesimin finansa olağan yollardan erişebilmesi, üretim ve yatırımın önünün açılması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’a görevlerinde başarılar dileyerek, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in rasyonel politikalara dönüş vurgusunun önemli bir adım olduğunu ifade etti. Turan, kolay çözümlerin olmadığını ancak şeffaflık, hesap verilebilirlik ve öngörülebilirlik prensipleriyle kural temelli politika yapımına bağlı kalmanın ekonomideki zor durumun aşılmasına yardımcı olacağını söyledi.
